DNA’mızı uyandırarak çok daha güçlü bir kimliğe bürünmemizin, yani yenilenmemizin mümkün olduğunu söyleyen Esra Erdoğan’ın ilk kitabı “Uyan Aç Kalbini” çıktı. Kitapta, “şimdi”nin gücüne erişmenin yolları, kurban psikolojisinden, yani “Kötü şeyler hep benim başıma geliyor” inancından kurtulmanın yöntemleri de yer alıyor. Akışta kalıp kendi yaşamımızın mimarı olabilmemiz, mutlu ve huzurlu yaşayabilmemiz için çeşitli ipuçları veriliyor

Esra Erdoğan’ın en önemli önerisi, DNA aktivasyonu. Bundan kitapta uzun uzun bahsediliyor. “DNA’mızın sarmalı 12’dir. Ancak bizler sadece 2 sarmalı aktif olarak kullanıyoruz. Bilim dünyası DNA’nın yüzde 4’ünün aktif, yüzde 96’sının “çöp”, yani işe yaramaz olduğunu söylüyor.

Oysa bazılarımız, asıl büyük işi gerçekleştirenin tam da bu çöp DNA olduğuna uyanmaya başladı. İşte ben de kitabımda 2 sarmalla kısıtlı ve sınırlı bir yaşam sürmektense, çöp DNA ile nasıl çalışacağımızı anlatıyorum. Hz. Ali’nin “Ben canlı ‘Kuran’ım” sözünün içerdiği sırları kendi ayet hazinemizden çıkartalım diyorum.

“Oku” emri geldiğinde Hz. Muhammed’in okuma yaptığı yer, DNA’ydı. Okumaya başladığımız yer DNA ise, onu aktifleştirmemiz şart. Bunun için yapılması gerekense basit; DNA aktivasyonuna niyet etmeli, buna izin vermelisiniz. Anında değişimler yaşamaya, eşzamanlı olaylara şahit olmaya başlayacaksınız.” Devamını kendisinden dinleyelim.

Şifacılık nasıl başladı hayatınızda?

Dünyaya doğuştan iki eli kırık gelmişim. Hiçbir zaman ağrım olmadı ama Şaman bir şifacı, ellerimi kullanarak birçok insana şifa verebilece- ğimi, ellerim kırık doğmamın benim için bir ödül olduğunu söyledi. Henüz 2.5 yaşımdayken ablamla oyun oynarken, kendimi fark ettim. “Burada, bu bedendeyim” diyordum. Rüyalarım ve normal hayatım iç içeydi. Gece rüyamda ne görüyorsam, gündüz onu yaşıyordum. Bizim için bu çok normal bir durum olmuştu. Sorgulamıyorduk bile.

Eğitiminizden bahseder misiniz?

Bilgi Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okudum, ticaretle uğraştım. Düalitenin bana göre olmadığına karar verdiğimde, yani 1990’da tasavvufla, daha doğrusu Melamilik öğretisiyle tanıştım. Bu sayede hayata bakış açım değişti. Kutsal kitaplar dâhil hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını ve daima buzdağının aşağıdaki tarafına da bakılması gerektiğini öğrendim. “Ben neden bu bedendeyim?” sorusuyla bir arayışa başladım. Tüm dinlerin ortaya çıkış şekillerini, kadim öğretileri, mitolojik hikâyeleri, medeniyetleri, kültürleri, üstatların hayatlarını öğrendikçe derin bir gerçek sahiple buluşma arzusu duydum. Böylece dönüşümüm başladı

Nasıl bir dönüşümdü bu?

Her şeyden önce kim olduğumu ve kim olmadığımı fark etmeye başladım. Bu içten dışa bir değişimdir. Kim olduğum sorusu kim olmadığım sorusuyla yer değiştirince cevaplar da gelmeye başladı. Kim değildim? Allah’tan ayrı olmayandım. Kimdim? Onun özü ile kendi özümün bir ve tek olduğunun bilincini fark etmiş bir varlıktım. Ayrılık bilincinden tam ve bütün olma farkındalığına geçtiğiniz zaman kavramlar anlamını yitirmeye başlıyor. Mucizelerin hayatıma akmaya başlaması dikkat çekiciydi.

Nasıl mucizeler yaşadınız?

Yaratıcılığım arttı. Sezgilerim, yeteneklerim ve vizyonlarım arttı. Saf bilincin içinde sevginin en derin gücüyle karşılaştım. Tüm geçmiş ve geleceğe ait korkularım ve endişelerim yavaş yavaş özgürleşmeye başladı. Bunların illüzyon olduğunu fark ettim. İçimdeki şifacı uyandı. Bolluk bilincinin farkına vardım. Bolluğun sadece para olmadığını fark ettim. Sağlık, dengeli ilişkiler, huzur, mutluluk; bolluk bunların hepsiymiş.

‘YENİ BİR DÜNYA İNŞA EDİLİYOR’

DNA aktivasyonunu biraz daha açar mısınız?

DNA’mızın sarmalı 12’dir. Ancak bizler sadece 2 sarmalı aktif olarak kullanıyoruz. Bilim dünyası DNA’nın yüzde 4’ünün aktif, yüzde 96’sının “çöp”, yani işe yaramaz olduğunu söylüyor. Oysa bazılarımız asıl büyük işi gerçekleştirenin tam da bu çöp DNA olduğuna uyanmaya başladı. İşte kitabımda 2 sarmalla kısıtlı ve sınırlı bir yaşam sürmektense, çöp DNA ile nasıl çalışacağımızı anlatıyorum. Bu bilgileri “Kuran”dan ayetlerle genişlettim. Hz. Ali’nin “Ben canlı ‘Kuran’ım” sözünün içerdiği sırları kendi ayet hazinemizden çıkartalım diyorum. “Oku” emri geldiğinde Hz. Muhammed’in okuma yaptığı yer DNA’ydı. Okumaya başladığımız yer DNA ise, onu aktifleştirmemiz şart. Bunun için yapılması gerekense basit; DNA aktivasyonuna niyet etmeli, buna izin vermelisiniz. Anında değişimler yaşamaya, eşzamanlı olaylara şahit olmaya başlayacaksınız.

2 sarmallı olmak ne anlama geliyor?

Sadece hayatta kalmaya yetecek kadarıyla yetinmemiz ve bilgeliğimizin kapalı olması anlamına geliyor. Bugüne kadar evrensel tüm bilgilerin içimizde saklı olduğunu, diğer bir deyişle; yaşayan canlı bir kütüphanenin kadim varlıkları olduğumuzu unuttuğumuz için de sarmal aktifleşmiyor. Şimdi yeni bir dünya inşa ediliyor, DNA aktivasyonu başladı. DNA’mız bedenin dinleyen mekanizmasıdır, antenidir! DNA aktivasyonu için niyet edin ve bunun olmasına izin verin. Tek yapmanız gereken bu.

Bu izinle neyi kast ediyorsunuz?

Derin bir kabul duygusunu... Çoğu insan yaşamı bir sınav olarak görür. Oysa önemli olan geçmemiz gereken dersler değil, deneyimlediklerimizden ne öğrendiğimizdir. Kitabımda bizi bloke eden enerjilerden de bahsediyorum.

Nedir onlar?

Zihin! Her zaman niyetin gücünü kullanın. Potansiyellerinizi harekete geçirin. Bir dileğiniz varsa niyet edin, olmasına izin verin. Ancak hemen ardından zihniniz, “Bu dilek gerçekleşmez” diye devreye girmesin. Zihin maalesef hep bu oyunu oynar, devreye olumsuz düşünceler girer. Kalbinizle niyet edin, kalbinizle düşünün, kalbinizle izin verin. Zihninize “Senin oyununa gelmeyeceğim” deyin. Bunu yaparsanız tüm potansiyelleriniz devreye girer ve niyetiniz hiç ummadığınız şekilde oluşur. İşte niyetin gücü budur.

Zihinle ilgili konuyu biraz daha açar mısınız?

Zihin içinde sadece korkuyu barındırır ve bu yüzden daima şüphe içinde hareket eder. Dengesiz eril enerji yayar, dişil titreşimden uzaktır. Evinden, özünden uzak kalmış bir çocuğun yaşamını ıssız bir adada sürdürmesi gibi. Kendi kimliğini unutmuştur, illüzyon yaratarak kendine kimlik oluşturmaya çalışır. Sizi kurban sendromuna sokar. Olumsuz fikirleri, korkuları gerçeğe dönüştürür. Bu nedenle zihni devre dışı bırakmayı bilin.

Kitabınızda değindiğiniz başka konular neler?

Kopya yaşamlarımızı nasıl orijinal hale getireceğimizi anlatıyorum. Kopya bedenden, bilgiden, kişilikten, huylardan ve insan olmaktan nasıl çıkacağız? Bunu önemle vurguluyorum. Potansiyellerimizi nasıl harekete geçireceğiz? Tasavvufi bakış açısıyla yaklaşıyorum. Tasavvuf dişil enerjidir. DNA’nın “Kuran”da geçen ayetlerinin ne anlama geldiğinden bahsediyorum.

SİYASETTE YENİ YOL: BİR'E DÖNÜŞ PARTİSİ

Lee Carroll’un Kryon adlı yüksek varlığa kanal olması gibi, siz de Saint Germain adlı yüksek varlığa kanal olmuşsunuz, bu doğru mu?

Evet, zaten kanallarını ülkelere göre seçiyor. En önemli kanallığımdan biri, Gezi olaylarından bir gün önce gerçekleşti. Mesaj çok derin ve anlamlıydı. Özetle şöyle dedi : “Sizler ayaklarınızı yere bastığınızda, aydınlanma ve özgürlük diye direnişe geçtiğinizde, aydınlığın hedefi saptırılmaktadır. DNA’larınızla oynanmasına müsaade etmeyin. Korku, DNA’lar üzerinde çok etkilidir. Siz şu an yaşadığınız sürece en ufak bir korkuyla yaklaşırsanız, bu sizin titreşiminizi düşürür ve DNA’larınızdaki aktif olan kod açılamaz hale gelir. Ülkeniz çok önemli bir enerjiyi barındırıyor. Birlik çalışmaları yapın. ‘Bir’e Dönüş Partisi’ olsun birlikteliğiniz. Tadını çıkararak yapın bunu; korkuyla, kavga ederek değil. Provokasyona kapılmayın ya da polisinizin üstüne gitmeyin. Hep birlikte, el ele, göz göze enerji alanı yayın. Sevgiyle bakın birbirinize. Karanlık enerjiyi hissedin, onu yargılamayın. İçinizdeki hayatta kalma içgüdüsünü iyi tanıyın. Kendi gücünüzün farkında olun ama yalnız olmadığınızı da bilin... Aydınlık enerjinin iş başında olduğundan şüphe etmeyin. DNA’larınıza sahip çıkın. İçinizdeki altına sahip çıkın.”

'GÜÇ HERKESİN İÇİNDE, ASIL ŞİFA BUNU FARKE ETMEK'

Tasavvuf dışında herhangi bir eğitim aldınız mı?

Değerli varlık Tobias’dan SES (Eril-Dişil- Cinsel Enerjiler Okulu) ve Aspectology, Semra Ayanbaşı ve Ercüment Ayanbaşı’dan Dikşa, sevgili Gülüm Omay’dan Reiki 1, sevgili Nilgün Sarar’dan The Reconnection-Reconnective Healing (Yeniden Bağlantı-Şifalanma) ve Ron La Place’dan Merkaba uyumlamaları aldım. Tüm bu öğretilerin içinde “içimizdeki şifacının uyanması” gerçeğinin saklı olduğunu fark ettim ve bunu bir misyon olarak paylaşmaya başladım. Hiçbir öğretiye bağımlı olmadım.

Bu bilgileri nasıl paylaşıyorsunuz?

“İlahi Dişil Farkındalık ve DNA Uyumlanması” başlığı altında seminerler veriyorum. Çeşitli bloglarda yazıyorum. Şimdi de işte bir kitap yazdım.

Seminerlerinizden bahseder misiniz?

Şifanın gücünü insanlara anlatırken, önce bu gücün herkesin içinde var olduğunu söylüyorum. Bunu fark etmek gerçek şifadır. İnsanların içlerindeki şifacıyı uyandırarak çok çabuk iyileştiklerine tanık oldum. Takıntılarını, bağımlılıklarını, korkularını, endişelerini, kurban sendromlarını yenmeyi DNA’ları aracılığıyla nasıl başaracaklarını gösteriyorum. DNA’mızın aktifleşmesi için gereken tek şey “niyetin gücü”.