Hollywood yıldızlarının ayakkabıcısı Edgardo Osorio anlatıyor: Peşinde 5 erkek varmış gibi yürü!
Seksi, rahat ve konforlu ayakkabı tasarımlarıyla 4 yılda 45 ülkeye ulaşan Edgardo Osorio, ünlü yıldızların ayakkabıcısı oldu. Emma Stone veJulianne Moore ise daimi müşterisi… Tasarımcıyla ayakkabıya bakışını konuştuk
Tasarımcı Edgardo Osorio, Kolombiya’da doğmuş. Modaya ilgisini 14 yaşında fark etmiş. Sanata merakı ve yaratıcı yönü erken yaşta keşfetmesi onu Londra College of Fashion’da eğitim almaya itmiş. Kendi deyimiyle insanları güzelleştirmeyi çok seviyor. “Eğer modayı seçmemiş olsaydım kesin estetik cerrah olurdum” diyor. Küçük yaşlarda teyzeleriyle çıktığı alışveriş turlarında ayakkabının bir kadını nasıl güzelleştirdiğini keşfeden tasarımcı, 4 yıl once “Aquazzura’ markasını yarattı. 45 ülkede satışı yapılan bu ayakkabıların sırrı ise seksi, rahat ve konforlu olması. Müşterileri arasında Emma Stone ve Julianne Moore başta olmak üzere birçok ünlü isim bulunuyor. Onun sevilmesinin en büyük nedeni ise günün sonunda kadını yara bantlarına mahkûm etmemesi…
Nasıl ayakkabı tasarımcısı oldun?
Londra’da Londra College of Fashion’da moda üzerine eğitimimi tamamladım. Önce kıyafet tasarlamaya başladım. Fakat kısa zamanda aksesuvara, daha sonra da ayakkabı tasarımına yöneldim. Ayakkabı tasarlamak daha hoşuma gitti. Yeteneğimi ve ilgimi keşfettim. Küçükken annemin ayakkabı dolabına hayranlıkla baktığımı hatırlarım.
“Annemin ayakkabı dolabının önünde oynardım” dedin. Annen bu merakına ne derdi?
Normal karşılardı. 4 teyzem vardı ve alışverişe gittiklerinde beni yanlarına alırlardı, çok hoşuma giderdi. Yüksek topukluların üzerinde kadının nasıl dişileştiğini, kendine nasıl güvendiğini o zaman keşfettim. Eğer birde yüksek topuklularla yürümeyi biliyorsa; kadının çok daha elegant olabildiğini gördüm.
Peki ya ‘Aquazzura’ markası…
Yaklaşık 4 sene oldu. 10 yıl boyunca birçok lüks markada çalıştım. Piyasada giyilmesi zor ayakkabı tasarımları vardı. Bütün o gördüğüm kullanışsız ayakkabı çılgınlığından sonra böyle bir karar verdim. Aquazzura markamla sofistike, güzel, yeni ve çok feminen bir line yaratmak istedim.
Aquazzura ismini nereden buldun?
Aquazzura İtalyanca bir kelime. “Acqua ve Azzurra” mavi su anlamına geliyor. Her zaman denize ve güneşe âşık oldum. Aradığım kelimenin bana sevdiğim denizi, İtalya’yı, Capri’yi, güneşli güzel yerleri, tatlı hayatı, tatille dolu bir yaşamı hatırlatmasını istedim.
Hayallerinin gerçek olması nasıl bir duygu?
Fabrikaları dolaşıp hayalimdeki ayakkabıları taslaktan gerçeğe dönüştürmek çok eğlenceli. Prototip hazırlandığında, yeni doğmuş bir bebeği görmek gibi. Hayallerinin gerçeğe dönmesi muhteşem bir duygu.
Neden kadınlar ayakkabı konusunda obsesif?
Bence ayakkabılar çok duygusal.
Ayakkabıların duygusal olduğunu ilk defa duyuyorum.
Düşün, beğendiğin bir ayakkabıyı gördüğünde duygusal olarak yükselirsin. Bir ayakkabıyla zayıf, uzun, şişman, kısa olabilirsin. Kendine, tarzına uygun bir ayakkabı bulduğunda Sinderalla gibi prensini de bulabilirsin. Yüksek topuklar güç verir, şehvetli ve baştan çıkarıcı yapar.
En sadık müşterilerin kimler?
Emma Stone, Julianne Moore ve kraliyet ailelerinden daha birçok isim var.
İki dev marka Salvatore Ferragamo and Roberto Cavalli ile çalışmanın kariyerine ne gibi katkıları oldu?
İkisininde farklı açılardan büyük katkıları oldu. Dünyanın en iyi tasarımcısı, sanatçı ve artistleriyle çalıştım. En güzel ve en lüks ürünlerin nasıl yapıldığını gördüm. Onlarla çalışmamış olsaydım, bugün geldiğim noktaya ulaşamazdım.
‘GÜNÜN YARA BANTLARIYLA BİTMEDİĞİ BİR MARKA YARATTIK’
Ayakkabılarının seksi olduğu kadar rahat olduğundan da bahsediliyor.
Tasarım yaparken hep Oscar de la Renta’nın bir sözünü hatırlarım: “Her zaman arkandan 3 erkek geliyormuş gibi yürüyeceksin.” Benim tasarımlarımı giydiğinde arkandan 3 değil, 5 erkek geliyormuş gibi yürüyorsun. İnsanların aklında hep “Güzel ayakkabı rahatsızdır” diye bir düşünce vardı. Markamı yarattığımda bu zihniyeti tamamen değiştirmeye karar verdim. Yanıma 40 yıldır bu sektörde olan bir teknisyen aldım. Ayakkabıdaki taşıyıcı ağırlığı sadece ön kısma değil orta ve topuk kısmına dağıttık. Çok özel yumuşak tabanlıklar yerleştirdik. Yürüdükçe tabanı yumuşuyor. Bütün ayakkabılarımın tasarımı çok hafif. Kadınların ağır ve yürüdükçe ağırlaşan ayakkabılardan bıktığını biliyordum. Tasarladığım çok seksi bir bootie “12 saat bootie’si”, “moda haftası bootie’si” diye adlandırıldı. Birçok modacı, artist, sanatçının favorisi oldu. Hem çok seksiydi hem de rahat ve konforlu. Günün yara bantlarıyla sona ermediği bir marka yarattık.
Hangi ünlünün ayakkabını giymesini isterdin?
Cate Blanchet.
Ayakkabıdaki en son trendler neler?
Bağcıklı, bantlı, düz ayakkabılar, cool görünümde yarım topuklar, 70’li yılların platformları.