Isabel Dupré moda endüstrisindeki en önemli stilistlerden birisidir. İlk Elle Dergisinde moda direktörlügü yapmıştır. 13 yıl boyunca ünlü fotoğrafçı ve kreatif directör Gilles Bensimon ile çalışmıştır. Daha sonrası Peter Lindbergh ile dünyaca ünlü markaların fotoğraf çekimlerini gerçekleştirmiştir. . Dior, Prada, Theory, American Eagle, Fendi, Ferragamo, Max Mara, Lacoste, Jill Stuart, Gap, DKNY, Diane von Furstenberg, Ann Taylor and Badgley Mischka, gibi dev markalara ve Angelina Jolie, Drew Barrymore, Jennifer Lopez, Julianne Moore, Uma Thurman, Penélope Cruz, Drew Barrymore, Kirsten Dunst, Meryl Streep, Catherine Zeta-Jones Charlize Theron ve Naomi Watts gibi büyük isimlere stil danışmanlığı yapmaktadır. Elle, France, Harper’s Bazaar International, Marie Claire ve In-Style gibi dergilerin moda çekimlerini gerçekleştirmektedir.


Stilistlik yaparken, Elle Dergisinde moda direktörlüğüne nasıl geçis yaptın?


İlk olarak modellik yapıyordum. Moda dünyasına ilk böyle adım attım. Çok stilist ve fotoğrafçı arkadaşlar edindim. Bizim dünyamız büyük görünsede küçük bir dünya. Moda dünyasının bir çok departmanında daha sonra uğraş verdim. Çok insan tanıdım. Her yerde tanıdıklarımla karşılaştım. Bir dönem sanırım 90’li yıllardı; bir gazetenin sanat departmanının fotoğraf çekimlerinin başında oldum; French Marie France’ti. Fotoğraflama sanatı beni çok etkiledi. Daha sonrasında Amerika’da ki Elle dergisinde çalışmaya başladım.İlk moda stilistine asistanlık yaptım. Daha sonra stil direktörlügüne getirildim.  Bu şekilde geçiş yapmış oldum.

Her zaman kıyafet ve moda tutkun var mıydı?

Her zaman giyim kuşam, moda sevdim. Vardı tabi ki merakım ancak çok çılgın bir halde değildi. Paris’li birisinin en az olması gerektiği kadar. Sadece ilgim giyim kuşamla sinirli değildi. Görünüm, kıyafeti taşıma, yaratıcılık, fotoğraflama, bir hayali gerçeğe çevirmek; tüm bu süreç benim daha büyük ilgi odağım oldu.

Nasıl bu konuda ki ilğinin farkına vardın?

İlk Elle Dergisinde asistanlık yaptığım yıllarda ne kadar setlerde olmayı sevdiğimi, güzel görünümler yaratma tutkumu fark ettim. Elle Dergisi benim için büyük bir vesile oldu.

FRANSANIN GİYİMDEKİ KURALCILIĞINDAN SONRA AMERİKA’NIN RAHAT TARZI BENİ ÖZGÜRLEŞTİRDİ VE BİR ÇOK ÜNLÜ İNSANIN STİLİSTLİĞİNİ VE BÜYÜK MARKALARIN DANIŞMANLIĞINI YAPACAK NOKTAYA GETİRDİ.



Parizien olman moda ve stil zevkini ne derece  etkiledi?

Fransızlar giyim konusunda çok zevkliler. Fakat çok yargılayıcıdırlar. Hatta bu konuda acımasızlar bile diyebiliriz. Giyim tarzini sert bir dille eleştirebilirler. Kabul etmeliyiz ki moda konusunda bir tarihe sahipler. Ben bu görgüyle büyüdüm. Ardından Amerika’nın rahatlığı, kuralsızlığı beni özgürleştirdi ve birçok ünlü insanın stilistliğini ve büyük markaların danışmanlığını yapacak noktaya getirdi.

Modellik yapmanın kariyerine nasıl bir etkisi oldu?


Modellik yaptığım yıllarda çok fotoğraf çekimlerim oldu. Genç yaşta hiç tanımadığın insanların arasında poz vermenin zorluklarını yaşadım. Ama bu sayede kameranın ve sahnenin arkasında olmak kadar önünde olmayı da deneyimlemiş oldum. Bu tecrübe herzaman isimi kolaylaştırdı. İki tarafında şartlarını ve gereksinimelerini bilir hale getirdi. Şuan çok genç yaşta bir modelle calıştığımda hep tecrübesizliklerine saygı gösteriyorum, sabırlı davranıyorum ve yardımcı olmaya çabalıyorum.

Moda direktörü olmanın avantajları neler?

Çok kısa bir zamanda harika kıyafetlerle hazır olmam en büyük avantajı. İstediğim gibi, farklı, ve şık olabiliyorum. Belki bir başkasının o durumda olabilmek için saatler harcaması gerekebilir.

Peki dez avantajları neler?

Sürekli seyahatler, uzun uçak yolculukları. Her zaman bakımlı ve güzel olmanız lazım. Bir yığın çantalar, valizler birçok detay.

Moda dünyasına girmek isteyen yeni bir stiliste ne tavsiyelerde bulunursun?

Diğer mesleklerde olduğu gibi çok calışmak en önemli şart. Ancak bence bu meslekte şanslı olmak, doğru insanlarla tanışmak, sosyallik, çok bağlantılarının olması da önemli. Bu unsurlara önem vermeleri gerekir.

Bir dergide stilist olarak başlamak eskiye göre daha mı zor?


Bence herzaman çok zordu dergilerde stilist olmak. Şuanda genelde freelans çalışılıyor, temelli çalışır olmak zor.

İNSAN GÖRÜNÜMLERİNİN NE KADAR FAKE OLABİLECEĞİ VE NASIL İSTEDİĞİN ŞEKİLDE YARATABİLECEĞİNİ YAŞIYORUM.

15 yıldır zor bir sektörde başarıyla adından söz ediliyor. Bu serüven sana neler ögretti?

İlk ögrendiğim ders; nasıl en pratik valiz yapılır. İkinci dersim; insan görünümlerinin  ne kadar fake olabileceği ve nasıl istediğin şekilde yaratilabileceğin. İnsan karekterinin görünümden çok daha önemli olduğunu bir kez daha anladım.. Gerisinin sahte bir şekilde yaratılabileceğini gördum.

Dünyada birçok ünlü isimlerle çalışıyorsun. Onların Televizyon programında giyeceklerinden, fotoğraf çekimlerine, dolaplarını düzenlemekten, kırmızı halı veya Oscar ödüllerinde giyeceklerine kadar fikir danışmanlığı yapıyorsun. Julianne Moore, Uma Thurman, Jennifer Lopez, Angelina Jolie, Penélope Cruz, Drew Barrymore, Charlize Theron, Kirsten Dunst, Meryl Streep, Catherine Zeta-Jones daha birçok isim calıştığın isimler arasında sayabilirim. Nasıl tüm bu isimlerle çalışmak, onları memnun etmek bazen zor olmuyor mu?

Başında biraz daha zordu. Şuan onlarda bende birbirimizi daha iyi tanıyoruz. Gün geçtikçe bu alanda profesyonelleşiyorsun. Yenilikleri takip ediyorsun. Çalıştığın müşterini öyle giyimi konusuda doğru yönlendirir hale geliyorsun ki pek söylenecek birşey kalmıyor. Bir çoğuyla arkadaş oldum, çok yakınım.

DEV MARKALARLA ÇALIŞMAK PROFESYONEL KADROSU SEBEBİYLE DAHA KOLAY

Fendi, Ferragamo, Max Mara, Lacoste, Jill Stuart, Gap, DKNY, Diane von Furstenberg, Ann Taylor and Badgley Mischka gibi dev markalarla çalışmak zor olmuyor mu?

Bence büyüklerle çalışmak zor değil tam tersi çok kolay neden çünkü profosyonel  marka ile çalıştığınızda çok profesyonel bir kadroyla karşılaşıyorsunuz. Herşey anlaşılır ve bir ahenk içerisinde ilerliyor. Yeni işe başlamış insanlar çok fazla ümit ve tutkularını işe adepte ediyorlar ancak yeteri tecrübe olmayınca bu malesef pek bir işe yaramıyor.

Mesleğinin sevdiğin tarafları neler?

Benim için güzel giysilere ulaşmak için en güzel anahtar. Seyahatler diger güzel yanı. Çok farklı kültür, zevk ve görgüdeki insanlarla calışmak başka bir ayrıcalık, daha ne söyleyebilirim ki… 

1960’LARDA JEAN SHRIMPTON STİL DİREKTÖRLÜĞÜ YAPMAK İSTERDİM


En çok kime stilistlik yapmak isterdin?

1960’ larda Jean Shrimpton’a.

GÜZELLİK BENCE BİR MASKE.EĞER O MASKENİN ARKASINDA BİR KİŞİLİK VE AKIL BULAMAZSAN O GÜZELLİK SIKICI OLMAYA BAŞLIYOR!!



Yıllardır sürekli güzel insanlarla çalışıyorsun. Senin güzelliğe olan bakış açın nedir?

Evet bazı insanlar diğerlerine göre çok daha güzel doğuyor fakat bu durum çekici, cazibeli olmaları anlamına gelmiyor. Güzellik bence bir maske.Eğer o maskenin arkasında bir kişilik ve akıl bulamazsan o güzellik sıkıcı olmaya başlıyor.

ÇOK FARKLI ÜLKELERDEN BİRBİRİNDEN GÜZEL KIZLAR GELİYOR ANCAK BİR KELİME İNGİLİZCE BİLMİYORLAR,DERTLERİNİ ANLATAMIYORLAR.ÇOK ÇABUK BU SEKTÖR TARAFINDAN TACİZE UĞRUYORLAR

Şuan en çok aranılan mankenler 0 beden olanlar senin düşüncen nedir?

Ben çok zayıf insanı hiçbir zaman çekici bulmadım. Ayrıca genç kızlarda aşırı makyaj da çok rahatsız edici. Ben gençlerle çalışmayı severim ancak onların aşırı makyaj için büyümelerini beklerim. Moda dünyasının gençlere sahip çıkması onları doğru değerlendirmesi şart. Çok farklı ülkelerden birbirinden güzel kızlar geliyor ancak bir kelime ingilizce bilmiyorlar, dertlerini anlatamıyorlar.Çok çabuk bu sektör tarafından tacize uğruyorlar. Moda haftalarında onları gördükçe iyiye gitmedigini anlayabiliyorum.

AZZEDINE ALAI BENCE MUHTEŞEM KIYAFETLER YAPIYOR.BALENCIAGA’DA NİCHOLAS GUESQUIERE,ISABEL MARANT BANA ÇOK HİTAP EDEN MARKALAR..


 
En favori tasarımcıların kimIer?

Azzedine Alai bence muhteşem kıyafetler yapıyor. Balenciaga’da Nicholas Guesquiere, Isabel Marant bana çok hitap eden markalar. 

En begendiğin markalar hangileri?

Balenciaga, Isabel Marant, Givenchy, Alexander Wang, Saint Laurent, Theory ve Maje. Özellikle bu markalarla karışım en favorim…

Kadınlara moda konusunda ne tavsiye edersin?

Paranızı güzel aksesuarlara harcayın. Güzel ve kaliteli aksesuar hiçbir zaman demode olmaz. Marka merakınız varsa  ve maddi anlamda durumunuz musaitse, klasik ürünlerden şaşmayın. YSL yüksek topuk ayakkabı, Chanel canta, Hermes saat her zaman bir klasiktir ve basit jean veya tisörtlede olsa şık görünmenizi sağlar.

Moda da ki en son trendleri takip etmek ve pratik olmak nasıl bir denge sizce?


Yaşamımıza uymayan trendleri takip etmek anlamsız. Her zaman beyazı sevdim, ve herzaman trendy ama New York’ta koşuşturma içinde olan ve bir köpegi olan ben için hiçte kullanışlı bir renk değil. Mesela çok seviyorum ama 50’lere ait giyim tarzı beni 10 yaş daha büyük gösteriyor. Beyaz renkte olduğu gibi o da bana uygun bir tarz değil.  Önemli olan sizin fiziginize, hayat tarzınıza, yaşam stilinize, karekterinize, ruhunuza uygun giyim tarzını belirleyebilmek.

MODANIN BUGÜN GELDİĞİ ŞU NOKTADA BALMAİN KAPSUL BİR KOLEKSİYON H&M’E YAPABİLİYOR.


Moda’nın şuan geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsun?

Moda çok ufak bir nişken işe başladım. Şuan Balmain kapsül bir kolleksiyon H&M’e yapabiliyor. Herkes’te bunu televizyonda veya İnternet’te izliyor. Bu çok güzel bir kaynaşma ve büyük bir yenilik. Bir o kadar da heyecan verici.

Giyim stilim; çok efor sarfetmiş görünmeden, biraz tomboy, biraz seksi, biraz şık, bir köşeside klasik.

Kendi stilini nasıl tanımlarsın?


Çok efor sarfetmiş görünmeden, biraz tomboy, biraz seksi, biraz şık, bir köşeside klasik. Benim uniformam; yüksek topuk, skinny jean, motorsiklet ceketi ve YSL veya Chanel marka çanta.

Peki kurallar kalmadı mı sana göre moda da ?

Bence hala var. Sadece çogu insan bu kuralları takip etmiyor ve bence buda harika birşey.


Gelecek planından bahseder misin?

Gelecekte kendi moda markamı yaratmak istiyorum. Mesleğimi çok seviyorum. Bu söylediğim planımın aceleside yok ama tek problemim tamamen stabil yaşayamamam. Hiç bir sekilde sabit bir hayat yaşayamıyorum.Sürekli seyahatler, toplantılar, görüşmeler. Bu ne zamana kadar böyle gider tabi ki bilemiyorum.


Pişmanlıkların var mı?

Hic pişmanlıklarım olmadı. Her zaman kariyerim ve geldiğim noktayla ilgili minnettar oldum. Çünkü o Yanlış ve doğrularımla bugünlere geldim.

MODA DÜNYASINDA ÇALIŞIYOR OLMASAYDIM VETERİNER OLURDUM.

Moda dünyasında çalışıyor olmasaydın, hangi sektörde çalışıyor olurdun?


Hep veteriner olmak istedim fakat matematiğim her zaman çok kötüydü, uğraşmayı göze alamadım. İyikide yapmamışım.

Türkiye’ye geldiniz mi hiç?


Hiçbir zaman gelmedim ama çok gelip görmek isterim.Şuan görmek istediğim ülkeler listemde ilk sırada.

Türk tasarımcılarla ilgili neler düşünüyorsun?

Çok başarılı ve yaratıcı tasarımcılarınız var. Özellikle İstanbul Moda Haftası bence tasarımcılarınızın başarısının dış ülkede tanıtılabilmesi açısından bir firsat. Bu arada İngiltere, Paris’te ev design eden çok zevkli ve başarılı tasarımcılarınıza şahit oluyorum. Yarattıkları evlere hayran kalıyorum.


Yaratıcılığında ki ilham kaynağın nedir?


Yaratıcılık her zaman her yerde. Yersiz ve zamansız bence. Sokaklarda, bir müze gezisinde, arkadaşlarınla zaman geçirdiğin bir anda, gözünün önünde duran herhangi bir manzarada, objede…

Yapacakların listesinde sırada ne var?

Daha fazla seyahat, daha fazla arkadaşlarımla vakit geçirme, daha heyecanlı ve yaratıcı fotoğraf çekimleri, şanslı ve güzel hayatımın tadını çıkarmak…