Musevi Cemaatinin önemli ismi, cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Monik İpekel bir Türkiye aşığı. Herzaman Türk olduğuyla gurur duyan, kimsesiz çocuklara, engellilerimize, kısacası yardıma muhtaç herkese elini uzatan bir yardım meleği. 16 Derneğin kurucusu. Bir çok ünlü isim derneklerinde Monik Hanımın yılların verdigi tecrübesiyle başarıyla yol almakta. Ayrıca Monik Hanım bugüne kadar hiç röportaj vermemiş; “Nedeni var… Hayır işi anlatılmaz. Yaparsınız ya bitmeye yakın anlatırsınız veya bittikten sonra anlatırsınız’ diyecek kadar da mutevazi.
DERNEK ÇALIŞMAM İLK TÜRKİYE ASKIYLA BAŞLADI
Nasıl başladı ilk Dernek yaşantınız?
Esasında ilk Türkiye aşkıyla başladı. Özellikle bunu yaparken köyleri ve köy insanlarını merak ettiğim için başladım.
Ne kadar süre öncesinden bahsediyoruz?
Çok öncesi, çok detaya girmek istemiyorum. O kadar çok konuşulacak şey var ki. Açıkcası az önce belirttiğim gibi Türkiye’yi tanımak istemekle başladı. İlk Tocevle Güneydoğuya gittik. Diyarbakır, Adıyaman, Siirt, Mardin, Kahta, Hasankeyf ordan Karadenize çıktık. Memleketimi gezme sayesinde gerçekleri daha bir gördüm diyebilirim.
Ozamanlar evliymiydiniz?
Evliydim.
Eşiniz bu seyahatlerinize birşey söylemiyor muydu?
Zaten evlendiğimizde ben İsvicrede okuyan bir talebeydim. O yüzden seyahatime alışıktı, Ögrenci olduğum yıllarda yine bugünkü gibi Türkleri sevmez hep olumsuz konuşurlardı. Ben çok insanın düşüncesini o yıllarda bile pozitife çevirdim. Bir elçi gibi çalıştım. Evlendikten sonra çok yabancı arkadaşımı evime ve tekneme davet ettim. Burdan giderken inanın Türk bayraklarıyla gider. O bayrakları ofislerine asarlardı. Türkiye hakkında çok olumlu konuşurlardı. Ancak tabi nekadarına yetişebilir siniz. Sonunda sivil topluluk olarak birlikte hareket etmeniz gerektiği noktasına geliyorsunuz. Bu şekilde Dernek kurma düşünceniz başlıyor.
İlk kurduğunuz Dernek hangisi?
İlk kurduğum Dernek Çaba Dernegi. İki es başkan var. Onlar benim çocuklarım. Zaten Gözbebeklerim.
Nasıl başladınız peki?
Bir hava alanında bir kadınla karşılaşıyoruz. Eşi ve çocuğu kadını hastaneye götürme derdindeler. Durumlarıda yok belli. Biz orada bir grup kadın o şahsa yardım edeceğimizi ve tüm masrafları bizim karşılayacağımızı söylüyoruz. Kadın kanser çıktı. Çapada ameliyatını yaptırdık. Kemoterapi parasını ödedik ve Dernek hayatımız bu şekilde başladı.
Peki kadın kurtuldu mu?
Kurtuldu. Düşünün ne adımızı bilir, ne şanımızı. İyileştikten sonra bize bir mesaj yolladı. Siz karşıma çıkan melekler misiniz diye. Dernek şart değil görüldüğü gibi. Önemli olan birlikte hareket etmek. Bin tane dernek kurabilirsiniz. Derneğin ruhu birlikte hareket etmek. Ben kelimesi değil biz kelimesi kullanmanız şart. Biz kelimesini kullandıktan sonra başarılı oluyorsunuz. Şu dönemde Devlet dernek çalışmalarının çok önünü açıyor. Çok pratik şekilde hareket ediyorsunuz devlet önünüzü açtığında.
Diğer kurduğunuz dernek hangisi?
Cabadan sonra, Hayat Paylaşım ve Dayanışma Derneği.
BAĞCILARDA HAZİNENİN BİZE GÖSTERDİĞİ BEŞBİN METREKARELİK YERDE ENGELLİLER İÇİN BİR YAŞAM MERKEZİ KURUYORUZ
Cemiyetten isimler var sanırım orda?
Evet. Revla Demirören, Ayşegül Toplusoy, Fatoş Altınbaş, Biz bu dernekte Bağcılarda Hazinenin bize gösterdiği beşbin metrekarelik yerde engelliler için bir yaşam merkezi kuruyoruz. Milli Eğitim Bakanlığının bize desteği çok büyük oldu.
Nezaman bitecek?
Yaz sonu. Avrupa Birliği Fonlarından bir fon bulduk. O şekilde inşaatı yaptık. Milli Eğitim Bakanliğı burası için özel öğretmen yetiştiriyor.
EMNİYET GÜÇLERİMİZ VE SİVİL HALKIMIZIN ENGELLİ ÇOCUKLARI AĞIRLANACAK
Kaç kişi kapasitesi var?
Normal şartlarda 28 tane eğitim odamız var, bunun haricinde çeşitli oyun alanlarımız mevcut. Emniyet güçlerimiz ve sivil halkımızın engelli çocukları ağırlanacak. Emniyet Müdürümüz Mustafa Çalışkan bize çok çok destek verdi.
Neler olacak bu yaşam merkezinde?
Anne ve babalar içinde eğitim vericez, diyelim bir engelli evde nasıl yaşıyacak, işyerinde nasıl yaşıyacak, okulda nasıl yaşıycak, dışarıda nasıl yaşıyacak bu konularda ebeveyn ve engelli çocuklarımızı bilgilendiriyoruz, eğitiyoruz. Bizim amacımız o çocuklara herşeyiyle sahip çıkmak. Ameliyat gerekirse ameliyatını yaptıracağız. Tedavilerini karşılayacağız.
Başka illerde de inşallah bu projemiz devam edecek. Mimarımız Ufuk Bilgen kendi ekibini sanki engelliymis gibi sandalyede oturarak çizdi tüm projeyi.
YAŞAM MERKEZİMİZDE ENGELLİ HAYATI ENGELSİZ HALE GETİRİYORUZ
Nasıl sandalyede oturarak çizdi?
Onların engelli yaşamını engelsiz hale getirecek her türlü matematiksel hesap yapılarak çizimler yapıldı. Bir rafa uzanması, yatağına yatması, lavabosunu kullanması konforu düşünülerek yapıldı herşey.
En büyük arzumuz Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Hanımın açılışımızı yapması
Bence muhteşem bir proje. Devlete mi bağışlaycaksınız?
Biz burayı Devletimiz için yaptık. En büyük arzumuz Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Hanımın açılışımızı yapması. Ayrıca 15 Temmuz şehitlerimizden birinin ismini vermek istiyoruz.
BİZİM PROJEMİZDEN SONRA İNANIN KAPADOKYA ÇOK FARKLI BİR HALE GELDİ
Başka ne tür projeleriniz oldu geçmişte?
Kapokyada büyük projelerimiz oldu. O zamanlar sadece Dedemen Oteli vardı. Bizim projemizden sonra inanın Kapadokya çok farklı bir hale geldi. Çok sayıda dünyadan önemli ismi uzunca bir zaman evlerimizde İstanbulun çeşitli yerlerinde agırladık. Gelen insanlara Kapadokyamızı anlattık. Hep kalbur üstü tanınmış, ödüller almış isimleri hedef aldık. İngiltere’den örneğin Sir Lorenz Olivia büyük bir grupla geldi. Bu tarz büyük isimleri hedef almamızdaki amaç bu isimler sayesinde büyük kitlelere ulaşmaktı ki bunu başardığımıza inanıyorum.
BAHÇELİEVLER'DE İNANILMAZ GÜZEL O ZAMANIN ADIYLA YETİMHANE AMA BUGÜNÜN ADIYLA " SEVGİ EVİ" KURDUK
Geçmişteki projelerinize devam edelim isterseniz?
Büyük proje olarak Gönüllü Anneler Derneğini kurduk. “Gönüllü Anneler Derneği” 0-12 yaş / 12-18 yaş Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumu’nun içindeki çocuklara fayda için açılmış bir dernektir. Nacizane başkanı da bendim. Ve biz orada işte yepyeni bir sistemle Bahçelievler’de inanılmaz güzel o zamanın adıyla yetimhane ama bugünün adıyla “Sevgi Evi” kurduk. Burada hükümetimize teşekkürler, çünkü öyle izinler verdiler, öyle rahat önümüzü açtılar ki. Bizim ordaki binaları gerçekten yepyeni binalar yaptık.
Kaç çocuk vardı sevgi evinde?…
Epey çocuk vardı. Neticede bırakılan her çocuk bir şekilde oraya geliyor. Şimdi tabii ki o sistemi çok doğru çok teşvik ettiğim şekilde değiştirildi. Burada yaş ayrımındaki çocuklar bir anne rol modeli ile Bir Sevgi Evi dediğimiz evde yaşıyorlar. O zaman istedikleri yemeği söyleyebiliyorlar, istedikleri giysiyi, ayakkabıyı, oyuncağı söyleyebiliyorlar.
Şu anda kim giderlerini karşılıyor Sevgi Evinin?
Devlet karşılıyor. Zaten biz orada gönüllü anneler fazlalık olduk. Artık derneğe gerek kalmadı. Hakikaten devletimiz çok güzel çalışıyor. Ayrıca Kasımpaşa Sosyal Marketten de bahsetmek isterim. Orayıda biz kurduk Devletimize teslim ettik.
Ne amaçla kuruldu burası?
Fakir insanlara kart veriliyor. Orada mesela aylık 100 TL veya 150 TL karta yüklemeniz oluyor. Ve onunla gidiyorsunuz bu markete istediğiniz şeyi alabiliyorsunuz. Kalan krediniz diğer aya aktarılıyor. Sampuandan tutun ayakkabıya kadar her şey var.
Başka var mı böyle yerler?
Ben başka yer bilmiyorum. Ama en son ki çalışmada Suriye’deki mültecilere bu kuruluştan çok yardım ettik. Mesela soruyoruz bu ay Sosyal Markette neye ihtiyaç var diye, ihtiyaca göre dışarıdan takviye yapıyoruz.
Her ay sormak gerekiyor mu?
Her ay sormak gerekmiyor çünkü neticede bazen siz elinizde olan bir artıyı da oraya gönderiyorsunuz. Diyelim siz bir fabrika sahibisiniz atkınız fazla atkı gönderiyorsunuz. İnanılmaz bir yabancıya göğsünüzü gere gere gösterebileceğiniz bir sistem. Özellikle Suriyeli mülteciler orda o kadar güzel insan muamelesi yapılıyor. Bir çocuk neye ihtiyacı varsa onu alabiliyor. Keşke bunun gibi sosyal aktiviteler çoğalsa.
Onun dışında otistik çocuklara çok yardım ediyoruz. Otistik çocukların evden çıkıp sosyalleşmeleri gereken ortamlar yaratıyoruz.
BEN BUGÜNE KADAR HİÇ RÖPORTAJ VERMEDİM
Birgün tüm bu çalışmalarınızla ilgili kitap yazmayı düşünür müsünüz?
Ben bugüne kadar hiç röportaj vermedim. Nedeni var… Hayır işi anlatılmaz. Yaparsınız ya bitmeye yakın anlatırsınız veya bittikten sonra anlatırsınız. Bizim terbiye şeklimiz hayır işlerini kendi içimizde yapar bitiririz. Fakat ben artık gençlere teslim ediyorum. Artık gençler yapsın. Bu röportajı vermemin sebebi de önümüzdeki sene evet kitap yazmak istiyorum. Hatıralarımı yazmak istiyorum. Her insanla bir hatıram var. Ya bir köyde ya otobüste bir hatıram var ya içtiğim çayda bir hatıram var. Çok hikayelerim var. Diyeceksiniz ki böyle bir kitabı kim okuyacak. En azından gençlerimize, torunuma faydası olur.
GENÇLERİMİZ YERLİ MALIMIZA SAHİP ÇIKSINLAR, ÇAKMA OLMASINLAR
Türkiye aşığı birisi olarak gençlerimize neler tavsiye edersiniz?
İlk olarak memleketimizi gezsinler, tanısınlar.
Örneğin Gaziantep gürme bir şehir. Fatma Şahin Gaziantep’e gitti şimdi muazzam bir Gaziantep var. Böyle ne yörelerimiz, kültürlerimiz, değerlerimiz var, sahip çıksınlar, Ahlak kurallarımıza sahip çıksınlar. Yerli malına sahip çıksınlar, çakma olmasınlar. Memleketi gezsinler. Türküz bu kadar…
İYİLİK YAPMAK İSTEYEN BİR YÜREĞE DUR DEMEK ÇOK YANLIŞ
Son eseriniz ne olacak Monik Hanim?
Şu anda kafamda tek bir proje var. Yaşam evinin Engelsiz Yaşam Evinin Bağcılardaki yerini bitirmek. En son Gençlerimize bir dernek kurduk. Mimar olursunuz son eseriniz vardır tıpkı onun gibi… bu son eserim… Cemra Çarmıklı, Yelda Demirören, Yasmin Gülman üçü kurucu. Cemal Demirören 9 yaşında. Meyra Ulusoy, Nazlı Orman Şuan aklIma gelmiyor 20 ye yakIn ekibi var. Gençlerimiz Çok enteresan güzel yürekli saf tertemiz su gibi.9 yaşındaki Cemal bile inanIn faydalı gerekirse bize bilgisayarla ilgili takıldığımız şeylerde bize bilgi veriyor. Bu çocuklar birbirlerine saygılılar, sevgi dolular. Kaç yaşında olursa olsun; iyilik yapmak İsteyen bir yüreğe dur demek cok yanlış.
Onların bir projesi var mı?
Var. T sınıfı Teknik Sınıf / Bir akvaryum düşünün akvaryumun suyu bir botaniği besliyor. Botanikte o suyla büyüyor. O çocuk hem toprakla oynayacak, hem de bir şey üretecek. bir şeye zarar vermeden. Marangozhanesinden tutun el becerisiyse bir çocuğun ilgi alanı istediği alana yönelebilecek.
Aynaya bakacak mesela; diyelim ki bir çocuk doktor olmak istiyor, mühendis olmak istiyor, polis olmak istiyor. Basacak kendini mühendis olarak görecek. O araç gereçler önünde olacak. Ne yapabilecek onunla? Yani meteryale dokunabilecek. Üretebilecek. Buna önem veriyoruz çünkü çocukların zekaları inanılmaz güzel. Biz ne kadar çok çocuk yetiştirebilirsek, millet olarak daha üretici hala gelir inancımız düşüncemiz bu.
Bugüne kadar aldığınız ödüller neler?
Okadar çok sayıdaki anlatamam.
Hangisinden bahsediyim. Bağımılığı engelleme mücadele ve eğitim vakfından, Gönüllü Anneler Derneğinden, Yağmur Çocuklar Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezinden, Çocuk Esirgeme Kurumundan, Liv Hospitaldan, Lions’dan, İhtiyarlara Yardım Derneğinden Altın Yaşam Destek Sertifikasi, Köprü Derneğinden, Uluslararası Kadınlar Dayanışma Derneğinden, İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzden daha hangi birisini sayıyim, çok sayıda aldığım ödül var. Ancak lütfen şunu söylemek istiyorum; “ Benimle beraber koşan emek sarfeden, biz olmaktan başka birşey düşünmeyen tüm dernek dostlarıma teşekkür ederim, haklarını helal etsinler.