Kendinizden bahseder misin, aileniz, iş hayatınız?
Öncelikle gururla söylemeliyim ki; 2 çocuk annesiyim. Büyük oğlum Mehmet ABD'de Syracuse Üniversitesi Uluslararası İlişkiler okudu. Şu an Türkiye'de finans sektöründe çalışıyor. Küçük oğlum Hasan ise Boston'da Babson Collage'de 1. sınıf öğrencisi. Business okuyor. Bilıyorsunuzdur uzun yıllardır süren bir evliliğim var. Eşim Cavit bey sıyasetteydı yogun bır ıs hayatı vardı mecburen ben hem annelik, hem babalık yaptım. Şu an eşimın sıyası hayatı bitti. hem babalık, hem annelik görevini o yapıyor.
Ben de iş hayatıma daha da yoğunlaşmış durumdayım. Academic Hospital yönetim kurulu başkanlığını yapıyorum ve tabi ki kadın hastalıkları doğum ve perinatoloji alanında hekimliğe ve çalışmalarıma devam ediyorum.
BAĞDAT CADDESİNDE ÖZEL KLİNİĞİMDE VAR.HAFTANIN 5 GÜNÜ BURADA DA HASTALARIMI AĞIRLIYORUM
İşten fırsat buldukça neler yapıyorsunuz?
En çok ailemle vakit geçirmeyi seviyorum. Spor benim için çok önemli. Sağlıklı yaşam için gereken neyse yapıyorum. Zaten çok disiplinli bir insanımdır. Sabah erkenden kalkarım, sporumu, kahvaltımı yaparım. Özel formüllerim var. Yakında bu formülleri herkesle paylaşacağım bir kitap yazıyorum.
O zaman sormayalım mı şuan?
Çok yakında kitabımda formüllerimden bahsedicem.
Eşinizle tanıştıktan 3 Ay sonra evlendiğiniz doğru mu?
Biz eşimle çok kısa sürede arkadaş, dost olduk. Hayata bakışımız uyumluydu. Bir şekilde elektiriğimiz de tuttu. Eşiminde var olan 60'ların ruhu, politik geçmişi bana çekici geldi. Karaketirini çok güzel bir şekilde tecrübeleriyle zenginleştirmiş. Herşey çok hızlı ve spontan bir şekilde gelişti. Eşim gerçekten de renkli ve yoğun hayatı olan biri. Zaten birbirimizi hayat eşi olarak seçmemiz de bu büyük bir etken. İkimiz de hedefleri olan insanlarız. Böyle olunca kısa zamanda bu kararı verebildik ve doğru kararı verdiğimizi de görüyorum.
İlk başlangıçta eşinizin Ankara’da sizin İstanbul’da olmanız zor olmadı mı?
Bunu bir zorluk olarak görmedim, eşim de görmedi. Dediğim gibi ikimizde hedefleri, ilgi alanları olan insanlarız. Bizi bir anlamda biraraya getiren de zaten buydu. Kimi zaman ben onun yanına gittim, kimi zaman o geldi. Bu şekilde devam ettik. Bir de şu var. Birbirinizi özlediğinizde beraber geçirdiğiniz vakit daha kıymetli oluyor. Beraber kaliteli zaman geçiriyorsunuz. Bu da aslında ilişkiyi güçlendiriyor. Önemli olan anlayışı korumak.
Lyons Klüpleri Melvin Jones ödülü, Yılın Başarılı Bilim Kadını ödülleri aldım
İnternette sizinle ilgili bilgi toplarken çok sayıda ödüller aldığınızı gördüm. Mesleğinizle ilgili aldıgınız ödüller mi bunlar?
Mesleğimle ilgili aldığım ödüller de var. Lyons Klüpleri Melvin Jones ödülü, Yılın Başarılı Bilim Kadını ödülleri ( farklı yerlerden birçok kez) aldım. Hem hekim olarak taktir edikmek hem de bir iş kadını olarak başarılarımın ödüllendirilmesi beni gururlandiriyor. Sağlık alanında hizmet ödüllerim var, sağlık ve hekimlik insanlık için çok önemli. Bunu sadece içinde olduğum bir alan olduğu için söylemiyorum. Herşeyin başı sağlık çünkü. Bu aldığım ödüller, Türk halkına ve Dünya’ya verdigim hizmetin boşa gitmesigini bana hatırlatıyor.
Hindistan Mumbai’de geçtiğimiz Şubat ayında 4. Dünya Kadın Liderlik Kongre ve Zirvesi’nde “Woman Super Achiever Award” (Süper Başarılı Kadın Ödülü) ödülü aldım
En çok gururlandığınız ödülünüz hangisi?
Bütün ödüllerim beni gurulandırıyor, bunu ayırmak kolay değil. Gurur demeyelim de, insan doğası gereği her zaman en son aldığıdınız ödül sizi daha çok heyecanlandırıyor. Hindistan Mumbai’de geçtiğimiz Şubat ayında4. Dünya Kadın Liderlik Kongre ve Zirvesi’nde “Woman Super Achiever Award” (Süper Başarılı Kadın Ödülü) ödülü aldım. Yine her ödülüm gibi beni çok mutlu etti. Romanya Perinatoloji Derneği Onur Üyesi seçildim. Newyork Cornell Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne ders vermek için davet edildim. Şimdi de Avrupa İş Konseyi (Europe Business Assembly – EBA )Socrates Komitesi tarafından yılın en iyi yöneticisi ödülüne aday gösterildim. Ödüllerin verilmesinde ön planda olan diğer kriterler entellektüel yetenek, yenilikçi bakış açısı ve fikirleri farklı ortamlarda yeniden yaratma becerisi. Uluslararası Aristoteles Komitesinin jürisi Socrates’in değerlerini paylaşan farklı alanlardaki, farklı coğrafi bölgeleri temsil eden uzmanlardan oluşmakta. 28 Mart ‘ta Londra da en son ödülümü aldım.
Hastane kurduğunuz doğru mu?
Academic Hospital çok köklü bir kurum. Bildiğiniz gibi çok değerli akademisyen ve doktorlarlarla, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi ortaklığında kuruldu. 50’nin üzerinde profesörle Türkiye’nin en akademik hastanesiyiz. Kurumun Yönetim Kurulu Başkanı olduğum noktadan itibaren, bu kurumu daha ileriye taşımak için çalıştım. Hastanemize yepyeni, modern bir yüz kazandırdık. Geçtiğimiz sene hastanemizi baştan kurduk diyebilirim. Aslına bakarsanız 2 kere hastane kurdum bile denebilir. Şaka bir yana bu kadar güçlü bir kadroyu son teknoloji cihazlarla buluşturmak gerekiyordu, bunuda başardık. 6 Kasım 2016 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve Sağlık Bakanımız Sayın Recep AKDAĞ tarafından hastanemizin açılışı yapıldı. Bunun haklı gururunu yaşıyoruz.Hastalarımızı mutlu etmemiz gerekiyordu, bunun için hizmetlerimizi en üst seviyeye çıkarttık. Bu anlamda yeni yüzümüzde payımın büyük olduğunu söyleyebilirim. Academic Hospital değişmeyen akademik bir kadroyla yoluna devam ediyor ama yeni yaptığımız çalışmalarla yepyeni bir kurum haline geldi. Bilimsel ve güncel yöntemlerimizden hiç taviz vermiyoruz ve buna katkılar sağlamaya ugrasiyoruz.
SÜREKLİ PROJE PLANLAYAN BİR KİŞİYİM.DURMAYA TAHAMMÜLÜM YOK
Gelecek projeleriniz neler?
Ben sürekli geleceğe yönelik yeni projeler planlayan bir kişiliğe sahibim. Durmaya tahammülüm yok. Hal böyle olunca hep yeni projeler söz konusu oluyor. Türk halkına hizmet etmek her zaman hedefim. Açılışımızda Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi; Türkiye'de sağlık alanında bir devrim oldu. Bu devrime katkıda bulunmak icin calismaya devam ediyoruz.
Çalışmaya devam derken?
Yeni kitap projem var.
Az önce bahsetmiş olduğunuz sağlıklı yaşam için formülleri bir araya getireceğim dediğiniz kitap mı?
Evet
Başka yazdığınız kitap var mı?
Yurtdışında ingilizce basılan tıp kitabım İspanyolca’ya da çevrildi. Bunun dışında onun üzerinde yurtdışında basılmış tıp kitaplarında bölüm yazarlıklarım var. 2010’da Uruguay ‘a Dünya kongresine davetli konuşmacı olarak gittiğimde orada İspanyolca basılmış tıp kitabımı tıp öğrencilerine imzalamak beni cok gururlandırdı. Aynısını Hindistan’da da yasadım.Bunlar çok hoş şeyler.
Başarılı bir doktor olarak yeni yetişen doktorlara tavsiyeleriniz neler?
Benim her zaman en büyük tavsiyem çalışmak olmuştur. Fakat bu çalışmayı şan, şöhret, para, kariyer için yapmamalılar. Bu niyetle yapılan çalışma gerçek bir başarı getirmiyor. Başarı için, faydalı olmak için, mesleklerini sevdikleri için çalışsınlar. O zaman gerçek başarıyı tadacaklarını görebilirler. Tabi en önemlisi çalışmak, çalışmak ve yine çalışmak…
Yatılı ilköğretim okullarıyla ilgili "Bir Başkadır Benim Memleketim" adı altında eğitim şartlarını iyileştirecek bir projeye başladık.
Dernek çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Türkiye İş Kadınları Derneği sosyal sorumluluk projelerine önem veren bir kuruluş. Ben de TİKAD Başkan Yardımcısı olarak bu projelerde yer alıyorum. En son geçtiğimiz yaz Türkiye genelinde yatılı ilköğretim bölge okullarıyla ilgili "Bir Başkadır Benim Memleketim" adi altinda Daha iyi eğitim şartları oluşacak bir projeye başladık.
İlk Dernek hayatınız nasıl başladı?
Bir hekim ve iş kadını olarak, bazı sorumluluklara sahibim. Sadece mesleki başarılarla yetinmek doğru değil. Türkiye’ye ve dünyaya karşı sorumluluklarımız var. Ben de hep bunun bilinciyle yaşadım. Ilk gelen teklifi degerlendirdim. Hem tıp biliminin, hem de sosyal hayatın gelişimi için çalışma yapmamak mümkün değildi. Bu konuda da başarılı olduğumu düşünüyoum ki; 2005 yılında “Dünya Perinatoloji (Gebelik Bilimi) Derneği” Yönetim Kuruluna seçildim. Bundan çok gurur duyuyorum çünkü bu konuma getirilen ilk Türk hekimim. Hala da burada yönetim kurulunda göreve devam ediyorum. Kadın Doğum alanında en saygın kuruluşlardan “International Academy of Perinatal Medicine”a üye seçldim ve yine ilk Türk hekim oldum. Bunlar çok mutluluk verici. Ayrıca, Dünya Bilim ve Sanat Akademisi seçilen ilk Türk Akademisyen ve Akademinin Mütevelli Heyetine de getirilen ilk Türk akademisyenim.
Hangi Büyük Projelere imza attınız?
Geçtiğimiz sene Academic Hospital'e büyük yatırımlar yaptık ve çok kısa süre içinde, çok iş başardık diyebilirim. Büyük bir yatırımla 6 ay gibi bir sürede Academic Hospital’i yepyeni bir çehreye kavuşturduk. Hastanemizi büyütüp, genişlettik. Kapasitemiz %45 arttı ve 15 bin metrekarelik bir alana sahip olduk. Sadece kapasite büyüklüğü değildi hedefimiz. Hizmetlerimizi de daha geliştirmek istiyorduk. Hastanemizi son teknoloji cihazlarla donattık. Aynı zamanda şık, modern, hasta ve hasta yakınlarının kendilerini evlerinde ya da 5 yıldızlı bir otelde hissedeceği mekanlar oluşturduk. Akademik kadromuza ve uzman doktorlarımıza çok güveniyorum. İstiyorduk ki bu güçlü alt yapıyı daha güzel bir hale getirelim. Hastalarımız Academic Hospital’e gelince bir hastaneye geldiklerini değil, bir aileye dahil olduklarını hissetsinler. Artık şık ve ferah mekanlarımızla A Plus otelcilik hizmeti veriyoruz. Bu büyük bir değişimdi ve bunu başarıyla tamamladık. 2012'de Harvard Tıp Fakültesi ile iş birliğine başlamıştık. Şu an isteyen hastalarımızın dosyalarını Harvard'a gönderiyoruz ve ikinci görüş alıyoruz. Academic Hospital için İstanbul'daki en iyi hastanelerden biri oldu diyebilirim. Tabi yine durmayacağız. Büyümeye ve gelişmeye devam edeceğiz.
İyi bir evliliğin olmazsa olmazı neler?
Kendinize ait hayatlarınız olmalı. Eşler yoğun olduklarında, birbirleriyle uğraşacak çok vakitleri olmuyor. Tartışmak, sorun üretmek yerine kaliteli zaman geçiriyor ve çözüm üretir hale geliyorsunuz. Bu noktada karşılıklı hayatlara saygı duymak, destekleyici olmak, anlayış ve en önemlisi arkadaş olabilmek iyi bir evliliğin temelleri.
Çocuklarınıza zaman ayırabildiniz mi bu yoğunluğunuzda?
Dediğim gibi zaten eşim aktif siyaset hayatındayken çocuklarla ilgilenen bendim. İşimle çocuklarım arasındaki dengeyi bir şekilde kurduğumu düşünüyorum. Şimdi zaten büyüdüler. Biliyorsunuz bir yaştan sonar çocuklar aileden ilgi görmek istemiyorlar da. Kendi hayatlarını kurmak istiyorlar. Şimdi onların hayatlarındaki hedefleri gerçekleştirmek için destek olma zamanı geldi. Bunu da onların istekleri doğrultusunda gerçekleştirmek için eşim de, ben de elimizden geleni yapıyoruz. Ama tabi kuşlar yuvadan uçmak istiyorlar.
Onlara hayatla ilgili özellikle neler tavsiye ediyorsunuz?
Biz hiç bir zaman yön gösterici ebevenynler olmadık. Daha çok yöntem göstermeye çalıştık. Bu sayede de istedikleri yöne kendi başlarına gidebilmelerini hedefledik. En büyük tavsiyemiz, isteklerini gerçekleştirmeleri için yılmadan çalışmaları.
Seyahat etmeyi sever misiniz?
Seviyorum tabi fakat pek de vaktimiz olmuyor. Tıp kongreleri nedeniyle ancak yurtdışı gezilerim oluyor ama daha çok ailemle birlikte Antalya’ya gitmeyi tercih ediyorum. Sessiz sakin, ailemle vakit geçirmek artık çok daha cazip geliyor.
Bugüne kadar 40 dan fazla ülkeye davetli konuşmacı olarak tıp kongrelerine davet edildim.Mesela Filipinler'e gittim, Arjantin'e gittim, Uruguay'a gittim. Bütün bu seyehatler hayatıma zenginlik kattı diyebilirim.
Okuyucularımıza buradan kendi ülkemizi gezmeyi tavsiye etsek? Ülkemizde çok farklı kültürler, tarihi özellikler görmek, farklı damak zevkleri tatmak mümkün.
Bencede öyle Tarih sevene tarih, deniz isteyene deniz, dağ yürüyüşü mü isterseniz bir çok yer var. Lezzetleri zaten çeşit çeşit. Sıcak mı istersiniz soğuk mu? Su kayağı da yapılıyor, kış kayağı da. Bir sürü medeniyet geçmiş gitmiş buradan, her bölgenin ayrı tarihi değeri var. Modern tesisleri de var, kaplıcaları da. Yani genel olarak Türkiye’de zaten her zevke göre seyahat edilecek yer mevcut.
Başarınızın sırrı nedir?
Başarının sırrı açıktır aslında. Çalışmak. Hırslı ve azimli olmak. Yılmamak. Hep yeni hedeflere yönelmek. Bir de bende sanırım doğuştan çalışma aşkı var. Annem de söyler, çocukken de böyleymişim ben. Çocukluğumdan bahseder, sanki yetişkinden bahsediyor. Olduğum heryerde duramıyorum. Bir şey bitiyor, gözümü yeni bir hedefe dikiyorum. O hedefi gerçekleştirmek için de çok çalışıyorum.
SADELİĞİN EN BÜYÜK ŞIKLIK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
Modayla aranız nasıl?
Modayı takip etmem. Kendime ait bir stilim olduğunu düşünüyorum. Genel olarak rahat kıyafetler tercih ediyorum, çok yoğun bir tempoda çalışıyorum çünkü. İçinde rahatsız olacağım kıyafetler giymem. Fazla abartıyı, takıları sevmiyorum. Sade olmak tercihim. Hatta sadeliğin en büyük şıklık olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan bir stilim olduğunu söyleyebilirim. Zaten iyi bir düz kesim, iyi bir kumaş ve beden yapınıza uygun kıyafetler giydiğiniz zaman bence şık olmamanız için hiçbir sebep yok.